İstanbul'da DAB+ Teknolojisi ile 448 Yeni Radyo Frekansı Dönemi Başladı

İstanbul'da DAB+ Teknolojisi ile 448 Yeni Radyo Frekansı Dönemi Başladı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul'da DAB+ teknolojisi ile 448 yeni radyo frekansı sağlanacağını açıkladı. Bu yeni sistem, daha net ses deneyimi sunarak radyo yayıncılığında devrim yaratacak. Dijital Radyo Yayıncılığı Lansman Töreni'nde konuşan Uraloğlu, bu teknolojinin radyo yayıncılığında önemli bir adım olduğunu vurguladı.

Uraloğlu, DAB+ teknolojisinin parazitlerden arındırılmış net bir ses deneyimi sunduğunu belirtti. Aynı frekansta birden fazla radyo kanalını barındırabilme kapasitesi ile frekans verimliliğini artıran bu sistem, İstanbul'da mevcut boş frekans sorununu da çözecek.

DAB+ Teknolojisi ve Avantajları

Dijital Ses Yayını Plus (DAB+) teknolojisi, radyo yayıncılığında yeni bir dönemi başlatıyor. Uraloğlu, bu sistemin enerji verimliliği sağladığını ve çevre dostu bir yayıncılık imkanı sunduğunu ifade etti. DAB+ ile birlikte, 16 yayının tek bir frekans üzerinden iletilebilmesi, enerji tüketimini önemli ölçüde azaltıyor.

Uraloğlu, DAB+ teknolojisinin sunduğu avantajların sadece ses kalitesi ile sınırlı olmadığını, aynı zamanda dinleyicilere ek içerikler sunarak deneyimlerini zenginleştirdiğini de belirtti. Bu sayede, dinleyiciler müzik ve konuşmanın yanı sıra faydalı bilgi akışına da erişebilecekler.

Çamlıca Kulesi ve DAB+ Yayınları

Uraloğlu, DAB+ yayınlarının Çamlıca Kulesi'nden yapılacağını açıkladı. 2018 yılında hizmete açılan bu kule, Türkiye'nin yayıncılık alanında dünya çapında bir ilke imza atarak aynı anda 100 adet FM radyo yayını yapabilme kapasitesine sahip. DAB+ ile birlikte, İstanbul'da 448 yeni frekans sağlanacak.

Uraloğlu, Çamlıca Kulesi'nin modern estetik tasarımıyla İstanbul'a yakışan bir simge yapı olduğunu vurguladı. Kule, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelerek, şehre gelen herkesin mutlaka ziyaret etmek istediği bir cazibe merkezi oldu.

Radyonun Tarihsel Önemi

Bakan Uraloğlu, radyo yayıncılığının Türkiye'deki tarihine de değindi. 1927 yılında başlayan radyo serüveninin, 98 yıldır kesintisiz olarak devam ettiğini belirtti. Radyo, başlangıçta yalnızca bir eğlence aracı iken, zamanla kültür ve sanatın geliştirilmesi gibi önemli rolleri de üstlenmiştir.

Uraloğlu, radyo yayınlarının toplumsal olaylar üzerindeki etkisini de vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1999 yılında haksız yere hapse girmesi sırasında, radyo aracılığıyla destek toplandığını ve bu durumun radyo yayıncılığının gücünü gösterdiğini ifade etti.

Gelecek Vizyonu

Dijital Yeni Nesil Radyoculuğun yalnızca bir radyo yayını teknolojisi olmadığını belirten Uraloğlu, bu sistemin eğitim ve eğlence için de önemli bir kaynak olabileceğini ifade etti. DAB+ teknolojisi, medya dünyasında vazgeçilmez bir oyuncu haline gelecek.

Uraloğlu, DAB+ teknolojisinin savunma sanayinde de faydalar sağlayabileceğini belirterek, geniş kapsama alanı ve yüksek veri iletimi kapasitesi ile bu alanda da önemli bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı. Bu gelişmeler, Türkiye'nin yayıncılık ve iletişim tarihinde yeni bir dönüm noktasına işaret ediyor.